Makaleler
Vergilendirme Süreci
Vergi kavramını kısa bir tanımla ifade edecek olursak vergi kamusal ihtiyaçların karşılanması amacıyla devletin birey ve kurumlardan aldığı hissedir. Bireyler ve kurumlar süreç içerisinde bir çok vergi ödemektedirler. Teknolojinin de ilerlemesi ile İnternet üzerinden onlarca vergi ödenmektedir. Bu ilk bakışta son derece sıradan ve basit bir işlem olarak görünse de altında oldukça girift bir süreç yer almaktadır.
Vergilendirme süreci vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi ile başlar. Bu süreç verginin tarhı, tebliği ve tahakkuku aşamaları sonrasında nihayet vergi borcunun ödenmesiyle sona erer.
Vergilendirme sürecindeki haklarımızın tam manasıyla kullanılabilmesi açısından bu aşamaların ayrıntılı şekilde irdelenmesi önem arz etmektedir.
1-Vergiyi Doğuran Olay
Verginin kanuniliği ilkesi uyarınca vergi alacağı diğer yönüyle vergi borcu kanundan doğmaktadır. Bir vergi borcunun doğabilmesi için bir vergi kanunu hükmünün bulunması ve bu vergi ile ilgili vergi kanununun, ilgili yılın bütçe kanununun C cetvelinde yer alması gerekmektedir. Vergi Usul Kanunu’nun 19’uncu maddesi uyarınca, “vergi alacağı, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğar.” Dolayısıyla bu şartlar sağlanmadan vergi doğmaz.
2- Verginin Tarhı
Vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesinden sonraki aşama verginin tarh edilmesidir. Vergi Usul Kanunu’na göre, verginin tarhı, vergi alacağının, kanunlarında gösterilen matrah ve oranlar üzerinden vergi dairesince hesaplanarak, bu alacağı miktar olarak tespit eden idari işlemdir. Verginin tarh edilmesi Beyannameye Dayanan Tarh, İkmalen Vergi Tarhı, Resen Vergi Tarhı ve Verginin İdarece Tarhı olmak üzere farklı şekillerde gerçekleşmektedir. Verginin tarh edilme türleri başlı başına ayrı bir yazı konusu oluşturabileceğinden genel olarak verginin tarh edilmesini vergi borcunun ödenebilmesi için verginin hesaplanması işlemidir.
3- Verginin Tebliği
Vergi Usul Kanunu’nun 21. Maddesine göre “Tebliğ, vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza sorumlusuna yazı ile bildirilmesidir.” Vergi Usul Kanunu’nda vergilendirme sürecine ilişkin tebliğ işlemleri (VUK m. 21, 93-109) Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre yapılır. Tebliğ oldukça önemlidir zira tebliğ olunan vergiye karşı dava açılacak ise bu süre tebliğ ile başlamaktadır. Örnekle izah edecek olursak vergi mahkemesinde dava açma süresi olan 30 günlük yahut ödeme emirlerine karşı dava açma süresi olan 7 günlük yasal sürenin başlangıcı, tebliğ tarihi ile belirlenmektedir. Bu süreler içinde dava açılmaması verginin kesinleşmesi sonucunu doğurur.
4- Verginin Tahakkuku
Vergi Usul Kanunu’nun 22. Maddesine göre “Verginin tahakkuku, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesidir.” Verginin tahakkuk zamanı, beyannameye dayanan tarh usulü ile ikmalen, resen ve idarece tarh usullerinde farklıdır. Beyana dayanan tarhta, vergi tahakkuk fişinin düzenlendiği anda tarh ve tahakkuk etmiş olmaktadır. Diğer tarhiyat yöntemleri olan resen, ikmalen veya idarece tarh işlemlerinde ise tarh işlemi bir ihbarname ile yükümlüye tebliğ edilir. İhbarnameyi tebellüğ eden mükellef, tarh işlemine karşı dava açmak için 30 günlük süresi bulunmaktadır. Söz konusu 30 günlük yasal süre içerisinde mükellef tarhiyata karşı dava açmaz ise vergi tahakkuk etmiş olur.
Tahakkuk Kesinleşme Farkı
Tahakkuk ve kesinleflme, birbirinden farklı kavramlardır. Verginin tahakkuku, “vergi borcunun ödenmesi gereken aşama”ya gelmesini ifade ederken vergi borcunun kesinleflmesi ise tarh ve tebliğ işlemlerine karşı tüm olağan kanun yollarının tüketilmesini ifade eder. Yani Verginin kesinleşmesi, o vergiye karşı dava açılamaması ya da kanun yollarına başvurulamaması demektir.
5- Verginin Tahsili
Vergi Usul Kanunu’nun 23. Maddesine göre verginin tahsili, verginin kanuna uygun surette ödenmesidir. Vergi borcu yükümlü tarafından vadesinde ödenir. Vadesi geçtikten sonra ise gecikme zammı ile ödenir.Vadesinde vergi borcunu ödemeyen yükümlüye 7 gün içinde vergi borçlarını ödemesini ya da mal beyanında bulunması ihtaratını içerir “ödeme emri” gönderilir. Ödeme emrinde, borcun mahiyeti ve miktarı, ödeme yeri, borcun süresinde ödenmemesi ya da mal bildiriminde bulunulmaması durumunda borcun cebren tahsil edileceği ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı hususları bildirilir.
-ERK Avukatlık & Arabuluculuk-